Pages

3 Aralık 2012 Pazartesi

Mehmet Tokat - Yaralı Gül - Ahmet Şafak Ve Naşide Göktürk'le Birlikte


Mehmet Tokat - Yaralı Gül
Ezgi Kısmı: Ahmet Şafak & Naşide Göktürk
Sesli Şiir Dinle


Şiirin Sözleri:

Mehmet Tokat / Yarali Gül

Bu gece sen onun yüzüne açılmaz bir kapı kapattın. 
Kirli, paslı menteşelerin sesinde sıkıştı yüreği 
Kirpikleri hissetti yokluğunu 
Büktü boynunu deprem bu… 

Aylar sonra bir oda dolusu yalnızlığıyla sokaktaydı 
Sicim gibi bir yağmur yağıyordu. 
Bir kenti boydan boya temizliyordu 
Sokakta kimsecikler yoktu 
Köpekler bir köşeye sinmiş onu gözetliyordu 

Kirliydi yaşamaktan utanıyordu 
Tir tir titriyordu yüreği 
Yaralı bir güvercin gibi… 
Oysa bu yürek bir zamanlar 
Güneşe ateş vermiş cehennemde buz satmıştı 
Şimdi köpekler onun için ağlıyordu. 

yorgundu, konuşamıyordu. 
Şu hayatı sırtından atamıyordu, 
Yerde kuru bir ayrılıkla bir kuş ölüsü yatıyordu 
Bir deli rüzgar ellerindeki tozu aldı 
Ne bir dost kaldı yanında, 
Ne de bir düşman aklında… 

Zor bir gün Önünü göremiyordu 
İnsanlar çığlık çığlığa yüzünü seçemiyordu 
Gözlerinde aşksız ayrılık vardı 
Kirpiğinden yüreğine saplanan 
Paslı bir tren gibi geçip giden ellerinde. 
Bir yalnızlık adımlarıyla büyüyen 
Belli değildi kimin sevdası kimin yüreğinde 
O aşkını taşırdı hayatın ta orta yerinde 
Sırtında ayrılık dilinde küfür 

Ben gidiyorum sen uyuyorsun. 
Pahalı bir kedi gibi sıcacık hayellerinin dibinde, 
Ben sokakta dövülmüş sahipsiz bir köpek gibiyim. 
Ben gidiyorum sen uyuyorsun 
Ben gidiyorum sen susuyorsun. 
Susmanın güzelliğinde suskunluğunla boğuluyorsun 
Siliyorum dudağında kalan yalanı 
Yalan doğuruyorsun,dokundukça ellerimde çoğalıyorsun. 
Ben geldiğim yoldan; 
Geldiğim gibi acılara bezenip 
Ayrılığı bir gelin gibi süsleyip gidiyorum 

Bir kapı kapandı 
Bu gece benimde gözlerimin içine 
Kirpiklerim hissetti yokluğunu 
Büktüm boynumu deprem bu. 
Tenime değdim kokun sinmiş mi diye 
Sol elime baktım; bahar gibiydin 
Avucuma kuşlar kondu parmağıma yıldızlar 
Bir nehir oldun aktın gittin 
Sağ elime baktım; Cehennemdin, ayrılıktın, kordun 
Deprem bu bir hayat yandı bitti kül oldu 

Adaklar yüreğimden geçip gitti 
Tutabilseydim birini 
Korkmadan kesebilseydim eğer 
Biliyorum gelecektin 
Zoruma gidiyor zor bir gün 
Biliyorum zorla güzellik olmaz 
Oysa çirkin olmak vardı 
Kovsan da kapından gitmemek vardı 
Ama bir yüzün vardı; ellerimde kaybolan 
Öyle bir küçüldüm ki; artık büyüme zamanı 

Ey sevdalılar; eyy dostlar; 
Var olan bütün güzellikler 
Yürüyemediğim parke taşları patika yollar 
dağlar,taşlar elveda 
Elveda ey sahil kasabaları gidemediğim köyler kentler 
Ey sırtında hayatı taşıyan insanlar 
Ey gagasında son bir tebessüm kalan martılar 
Ey ölmüş çocuğunun alnını öpen analar 
Siz kalın sağlıcakla 
Ben gidiyorum 
Gözlerinizden akan iki damla isyan olsun 
Bu bana yeter elveda yaralım elveda 
Kırkıncı kapıyı kapadım elveda.. 
Dağlarin Mektebi bir baska. 

Mehmet Tokat

Nakarat Kısmı:
Sen yaralı gülüm benim dağ eteğinde açan,
Ben garip bir güvercinim umuda kanat çırpan...



Sesli Şiirlerin Adresi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder