YENİ SESLİ ŞİİRLER
İbrahim Sadri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İbrahim Sadri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

İbrahim Sadri - Sebebi Sen - Sesli Şiir Dinle


Sebebi Sen - İbrahim Sadri
Sesli Şiir Dinle



Şiir:

İbrahim Sadri - Sebebi Sen

Gelmeyin üstüme
Bugün efkarımı pazara çıkarmıyorum
Her şey bende kalsın sensizlik bende
Bir sebebi var ise
Onu da kendime bırakıyorum
Sorma arkadaşım
Ayrılık denen kelimeyi
Sorma kapılarında mecnun gezdiren bahaneyi
Ben o yarin derdine
Unutmuşum dermanımı
Sorma arkadaşım külü dumanı
Ağustosta saçlarıma yağan karı
Kapılarında kul diye
Mecnun olup çöl diye
Sana geldim vur diye
Halım nedir sor diye
Yıkılmadım gör diye
Gelmeyin üstüme
Neyi alıp satayım
Bugün efkarımı pazara çıkarmıyorum
Dermanı yok bu sevdayı sordum kendime
Geceler yoldaş oldu döndüm kendime
Ey aşk
Ey derin kuyu
Ey soruldukça kanayan soru
Nem olsun sen olmayınca
Dünya malı nem olsun
Her gün pazar kurulsa aşk meydanında
Benim sensiz satacak nem olsun
Gelmeyin üstüme
Sakladığım bir ayrılığın sırrıdır
Kor ateşler sümmanisi
Ey her şeyin sebebi
Gör diye gözlerinle divaneni
Durmuşum yoluna bir ömür beklemeyi durmuşum
Nem olsun sen olmayınca
Dünya malım nem olsun
Her gün pazar kurulsa aşk meydanında
Benim sensiz satacak nem olsun

Şiir : İbrahim Sadri
Söz : İbrahim Sadri
Müzik : Yücel Arzen






 

Aşık Kul Nesimi - Semah - İbrahim Sadri'nin Sesinden Sesli Şiir


Aşık Kul Nesimi - Semah
İbrahim Sadri'nin Sesinden
Sesli Şiir Dinle


Şiirin Sözleri:

Canım erenlere kurban
Serim meydanda meydanda
İkrarım ezelden kadim
Canım meydanda meydanda

Yanarım yoktur dumanım
Gönlümde yoktur gümanım
Al malım bağışla canım
Varım meydanda meydanda

Kellem koltuğuma aldım
Kan ettim kapına geldim
Ettiğime pişman oldum
Darım meydanda meydanda

Münkir rakipden kaçın
Müminim hülle don biçin
Ben bülbülüm bir gül için
Zarım meydanda meydanda

Gerçek olan olur gani
Gani olan olur veli
Nesimiyem yüzün beni
Derim meydanda meydanda

Aşık Kul Nesimi




 

İbrahim Sadri - Masal - Sesli Şiir Dinle


Mevlana İdris - Masal
İbrahim Sadri'nin Sesinden
Sesli Şiir Dinle



Masal

Çocuktum her şeyi anladığımı sanıyordum 
Sonra büyüdüm 
Bombaların ve bankaların dağlardan ve ırmaklardan 
Fazla olduğunu gördüm 
Bahçıvanlar generallerden 
Menekşeler mermilerden daha azdı 
Yenilmişti dünya 

Duanın özgürleştiren rüzgarı çekilmişti yüzlerden 
İnsanlar doğa değil yönetmelik kokuyordu 
Nükleer artıklar ve çok uluslu yalanlarla 
Kirlenmişti yüzümüz 

Teknolojinin o yok edici 
O gri gölgesi düşmüştü yüzlere 
Yenilmişti yüzümüz 
Ve görüntü aynıydı bütün aynalarda 

Her şey çok açıktı 
Herkes kimsesiz 
Herkes bir şeyin yoksuluydu 
Hepimiz aynı anda yenilmiştik 
Ve şarkılarımız kederliydi 

Yanlış bir zamanda mı yaşıyordum 
Çekip gitse mi idim 
Ne yanlış bir zamanda yaşıyordum 
Ne de çekip gidecek bir yer vardı 
Heryer aynıydı kaldım 
Sürekli çağıran ve ayırım yapmayan toprak 
Nasıl olsa beni de çağıracaktı 

Masal dünyanın bittiği yerde başlar 
Biliyorum eski zamanlarda değiliz artık 
Ve masallar böyle anlatılmaz 
Biliyorum ben hiç masal yazmazdım 
Dünya sisteminin hepimize anlattığı masal 
Kötü olmasa bu kadar 

Biliyorum bir karınca türküsünden 
Daha hafif olacak sesim 
Biliyorum insanların birbirine olan 
Yabancılığı büyüyecek dünya küçüldükçe 
Biliyorum telefonlar oldukça 
İnsanlar birbirini görmeyecek 
Biliyorum birbirimizi hiç görmeden öleceğiz 

Her şey için tek şey diliyorum 
Allah'ın gülleri yakamızı bırakmasın

Mevlana İdris


Sesli Şiir Vakti



 

İbrahim Sadri - Yaz Bitti - Sesli Şiir Dinle


İbrahim Sadri - Yaz Bitti


,

Yaz bitti 

Sesin 
Ay düştü 
Mavi neonları söndü 
Sahil cay bahçelerinin 
Ortalıkta birkaç sarı yaprak 
Yarım bir çay 
Ve sadece hatıralar, var 
Yaz bitti 

Çekildi gözlerin lacivert sulardan 
Ay gitti 
Hani bu sondu 
Hani ağlamak yoktu 
Geride yosun kokusu 
Ve sarkılan egenin 
Geride korku 
Yaz bitti 
Ay düştü ellerimden 

İsmin 
Şimdi 
Şurada, 
Üstünde 
Şu 
İskelenin 
Yaz bitti 
Sesin 
Ay düştü içimden 

Bütün şarkılar gibi kederli 
Unutulmuş bir akşam tanışıklığı kadar derbeder 
Her şeyi aslına döndüren bir ateş, aşk ve nâr 
İşte sonbahar 

Yaz bitti 
Çekerek içimden ne varsa 
İyot kokan deniz kokan sen kokan 
Rüzgarı saçlarına benzetmek 
Ve saçlarını rüzgara verişini beklemek 
Bir taburenin üstünde 
Oturup seni özlemek bitti 
Ay gitti ellerimden 
Yaz bitti 

Hadi ömre yürüyelim 
Geriye şiirler kalsın 
Belki kimsesiz anılar 
Sevdanın yoksullarına dağıtacak kadar 
Belki bir imbatla 
Bir martı kanadında ya da 
Yarım bırakılmış bir akşam şarkısında 
En iyisi bir dalganın köpüğünde kalsın adın 
Anlaşılan 
Artık olmamalısın 

Radyolarda şarkılar dinlemeliyim 
Hangisi sana benziyorsa 
Ben de biraz söylemeliyim 
Güneşi avuçlarımıza bırakan 
Bir temmuzun ardından 
Yürüyüp gitmeliyim 
Seni lacivert sularından çıkarıp egenin 
Okyanusların bitimsiz mavilerine terk etmeliyim 
Kim bilir 
Belki de artık üşümeliyim 
Hey sonbahar 
Ben şimdi seni sevmeliyim 

Yaz bitti 
Sesin 
Ay düştü 
Mavi neonları söndü 
Sahil çay bahçelerinin 
Ortalıkta birkaç sarı yaprak 
Yarım bir çay 
Ve sadece hatıralar, var 

Yaz bitti 





 

İbrahim Sadri - Bir Adın Kalmalı Geriye - Sesli Şiir Dinle


Bir Adın Kalmalı Geriye
İbrahim Sadri'nin Sesinden



Şiirin Sözleri:

Bir Adın Kalmalı

Bir adın kalmalı geriye 
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde 
aynaların ardında sır 
yalnızlığın peşinde kuvvet 
evet nihayet 
bir adın kalmalı geriye 
bir de o kahreden gurbet 

sen say ki 
ben hiç ağlamadım 
hiç ateşe tutmadım yüreğimi 
geceleri, koynuma almadım ihaneti 
ve say ki 
bütün şiirler gözlerini 
bütün şarkılar saçlarını söylemedi 
hele nihavent 
hele buselik hiç geçmedi fikrimden 
ve hiç gitmedi 
bir topak kan gibi adın 
içimin nehirlerinden 
evet yangın 
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan 
evet kaybetmenin o zehirli buğusu 
evet nisyan 
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın 
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı 
bu sevda biraz nadan 
biraz da hıçkırık tadı 
pencere önü menekşelerinde her akşam 

dağlar sonra oynadı yerinden 
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca 
sen say ki 
yerin dibine geçti 
geçmeyesi sevdam 
ve ben seni sevdiğim zaman 
bu şehre yağmurlar yağdı 
yani ben seni sevdiğim zaman 
ayrılık kurşun kadar ağır 
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın 
yine de bir adın kalmalı geriye 
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde 
aynaların ardında sır 
yalnızlığın peşinde kuvvet 
evet nihayet 
bir adın kalmalı geriye 
bir de o kahreden gurbet 
beni affet 
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç






 

İbrahim Sadri - Yalnızlık Kımıldar - Sesli Şiir Dinle


İbrahim Sadri - Yalnızlık Kımıldar



Yalnızlık Kımıldar

Yolculuk yap en iyisi bu… Unutmak için
Aydınlığı kapat yola çık siyaha doğru...
Uzun çayırların beş çaylarının bir anlamı yok
Bizim gibiler için…
Kımıldadı içinde değil mi?
Ustura gibi keskin ağzı yalnızlığın… Kımıldar
Her günahın tenhasında pişman bir mola vereceksin
Yavaşça eğil, eğ kendine doğru başını
Hiç bir ceza yalnızlık kadar kırıcı değil...

Yetişemedin işte…
Ardından ağladığın bütün Veysel Karanilerde elde delilsin
Sahi kimsin neyin nesisin ki konuşuyorum seni
Korkma ayrılığın cebinde bıraktım ben sesimi
Yolculuk yap şaşkın biri ol ayrıl kalabalıktan
Onlar çoklar çünkü ama bak bütün büyük kitaplar
Övgüyle bahsediyorlar azınlıktan
Şükret ki buda  senin payın
Peygamberin beslendiği yalnızlıktan

Bahar dallarını bıraktı ebabiller siccinlerini
Tırtıl ömrünü verdi bir yaprağa gün döndü güz indi
Bütün denizlerin kurudu içinde değil mi, ağzın dilin gibi
İsanın son akşamında dur gitme diyemedi mi kalbindeki havar
Susunca seni susuyorum
Konuşunca edep ölüyor kelimelerimde
Sana bakınca yeşeriyor ihtiyar yanlarım
Şaşırıyorum sen bişey söyleyince
Solumda sağımda her hesabı yazan iki güzel katip ağlıyor
Ve ıslanıyor defter yapraklarım 
Böylece bazıları okunmaz oluyor günahlarımın
Korktun değil mi mahcup olmaktan
Korkar insan dökülünce ortaya pişmanlıklarından
Hadi hoşçakal biraz uyu, yum gözlerini
Hesapların açılması için daha vakit var
Kımıldadı içinde değil mi, ustura gibi keskin ağzı yalnızlığın
Kımıldar… Kımıldar

 İbrahim Sadri


 

İbrahim Sadri - Ben Sana Nasıl Küseyim - Sesli Şiir Dinle - Özel İstek Üzerine

Bu şiiri bir ziyaretçimiz istemiştir. Kendisine Teşekkür Ediyor ve isteğini zevkle yerine getiriyoruz.
Sizde herhangi bir şiiri yayınlamamızı istiyorsanız istek hattı sayfamıza yorum yazarak veya mail yoluyla bize ulaşabilirsiniz. Ayrıca kendi okuyup kaydettiğiniz şiirleri bize gönderirseniz çok sevinir ve seve seve yayınlarız.
 Mail adresimiz: seslisiirvakti@gmail.com



İbrahim Sadri - Ben Sana Nasıl Küseyim


Şiirin Sözleri:

Ben sana nasıl küseyim

Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme düşer
Karaköy'den vapur kalkmaz
Sezen Aksu şarkı yapmaz
Üsküdar'da yangın çıkar
Hey kanar yüreği güvercinlerin
Minibüsler bağırmaz olur
Aşk üstüne yemin etmez martıları boğazın
Ulan poyrazı küser, ulan lodosu esmez
Yağmuru yağmaz nisanın
Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme gelir

İçim yanar içim
Bir aşk için bir içim
Kendini vurur sokaklarına Cihangir'in
Eyüp Sultan sabahlarına
Ve ekmek kavgasına yemin olsun
Bir de umuduna
Kavgaya düşmüş yeni gencin

Beyoğlu
Arsız bir gece beyim
Hayat üryan edilmiştir
Ne sevilmiştir, Ne sevmiştir
Gül pavyonda sevim
Söyle
Söyle ben sana nasıl küseyim

Yolda yürürsün
Canın çeker
Kestane satarım Taksim'in köşesinde
Beyoğlu'nda sinemaların kapısında dururum
Her filimde Türkan Şoray oynar
Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme düşer
Minibüslerin kapısında bağırırım
Sen binersen ön koltuğu ayırırım
Bir de teybe attım mı şarkımızı
Bir tek dileğim var
Mutlu ol yeter...

Ben sana küsmem
İstanbul üstüme düşer
Yangın çıkar Üsküdar'ın içinde
Aslan arkadaşla belalardan geçerim
Her bir şeyi taşır yüreğim
Her bir şeyi taşır
Bir senin yokluğunu çekemez
Söyle
Söyle ben sana nasıl küseyim

Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme düşer
Karaköy'den vapur kalkmaz
Sezen Aksu şarkı yapmaz
Üsküdar'da yangın çıkar
Ey kanar yüreği güvercinlerin
Minibüsler bağırmaz olur
Aşk üstüne yenim etmez martıları boğazın
Ulan poyrazı küser
Ulan lodosu esmez
Yağmuru yağmaz nisanın
Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme gelir
İstanbul üstüme düşer
Söyle
Söyle ben sana nasıl küseyim ...

İbrahim Sadri


 

Necip Fazıl Kısakürek - Sakarya Türküsü - İbrahim Sadri'nin Sesinden - Sesli Şiir Dinle


Üstad Necip Fazıl Kısakürek - Sakarya Türküsü
İbrahim Sadri'nin Sesinden


Sakarya Türküsü

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; 
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. 
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; 
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. 
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; 
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. 
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; 
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! 
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne, 
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; 
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. 
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? 
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur, 
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur. 
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük? 
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! .. 

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! 
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya? 

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal. 
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal, 
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan; 
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan. 
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân; 
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an! 
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu; 
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu? 
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna; 
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna? 
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir? 
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir! 
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler; 
Sakarya, kandillere katran döktü geceler. 

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya, 
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya! 

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su; 
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu. 
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; 
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek? 
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl! 
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl! 
Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolu'nun, 
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun! 
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız; 
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! 
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; 
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! 
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz; 
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz! 

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; 
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! .. 

(1949)




Nedir Zaman Nedir?
Bir su mu, bir kuş mu?
Nedir Zaman Nedir?
İniş mi Yokuş mu?
Üstad Necip Fazıl Kısakürek




 

Tevfik Fikret - Han-ı Yağma - İbrahim Sadri'nin Sesinden - Sesli Şiir Dinle


Tevfik Fikret - Han-ı Yağma
İbrahim Sadri'nin Sesinden
Sesli Şiir Dinle




Han-ı Yağma (şiirin orjinali)

Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır 
Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır; 
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazr! 
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır... 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, 
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! 

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir 
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir? 
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir! 
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir... 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, 
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! 

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say 
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray, 
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay; 
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay... 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, 
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! 

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar 
Gurur-ı ihtiıamı var, sürur-ı intikaamı var. 
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar. 
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar... 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, 
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! 

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını 
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini 
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini. 
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini... 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, 
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! 

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak! 
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak! 
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak, 
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak... 

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin, 
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Tevfik Fikret





 
 
Sesli Şiir Vakti Hizmet Şartları | Gizlilik Politikası | Telif Hakkları
Copyright © 2012. Şiir Vakti - All Rights Reserved
Geliştiren CihanWebMaster
Proudly powered by Blogger