YENİ SESLİ ŞİİRLER
Keder etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Keder etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Karadayı Dizisi - Nazım Hikmet - Güzel Günler Göreceğiz Çocuklar Şiiri - Sesli Şiir


Nazım Hikmet Ran - Güzel günler göreceğiz çocuklar(Nikbinlik)
Çetin Tekindor'un Karadayı Dizisinde Okuduğu Şiir



Şiirin Sözleri:


NİKBİNLİK

Güzel günler göreceğiz çocuklar, 
güneşli günler göreceğiz... 
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar, 
ışıklı maviliklere süreceğiz... 
Açtık mıydı hele bir son vitesi, 
adedi devir. 
motorun sesi. 

Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir 
ne harikûlâdedir. 
             160 kilometre giderken öpüşmesi...

Hani şimdi bize 
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır, 
yalnız cumaları 
yalnız pazarları.. 
Hani şimdi biz 
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz 
ışıklı caddelerde mağazaları, 
hani bunlar 
77 katlı yekpare camdan mağazalardır. 
Hani şimdi biz haykırırız 
Cevap: 
açılır kara kaplı kitap: 
zindan.. 
Kayış kapar kolumuzu 
 kırılan kemik...kan. 
Hani şimdi bizim soframıza 
haftada bir et gelir. 
Ve çocuklarımız işten eve 
sapsarı iskelet gelir.. 
Hani şimdi biz.. 
İnanın: güzel günler göreceğiz çocuklar 
Güneşli günler göreceğiz. 
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar, 
ışıklı maviliklere süreceğiz..... 


1930


 

Necip Fazıl Kısakürek - Zindandan Mehmede Mektup - Kendi Sesinden - Sesli Şiir Dinle


Necip Fazıl Kısakürek - Zindandan Mehmede Mektup
Kendi Sesinden
Sesli Şiir dinle



Zindandan Mehmede Mektup


Zindanda iki hece. Mehmedim lafta! 
Baba katiliyle baban bir safta! 
Bir de geri adım,boynunda yafta... 
Halimi düşünüp yanma Mehmedim! 
Kavuşmak mı?..Belki ..Daha ölmedim! 
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli, 
Kırmızı tuğlalar altı köşli. 
Bu yol da tutuktur hapse düşeli... 
Git ve gel... Yüz adım...Bin yıllık konak 
Ne ayak dayanır buna ,ne tırnak! 
Bir alem ki, gökler boru içinde. 
Akıl almazların zoru içinde 
Üstüste sorular soru içinde. 
Düşün mü, konuş mu, sus mu , unut mu? 
Buradan insan mı çıkar, tabut mu? 

Bir idamlık Ali vardı, asıldı 
Kaydını düştüler, mühür basıldı. 
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı 
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil; 
Bahçeye diktiği üç beş karanfil... 
Müdür bey dert dinler, bugün "maruzat"! 
Çatik kaş...Hükümet dedikleri zat... 
Beni Allah tutmuş kim eder azat? 
Anlamaz; yazsız, pulsuz, dilkeçem... 
Anlamaz! ruhuma geçti bilekçem! 
Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil 
Sayım var, maltada hizaya dizil! 
Tek yekün içinde yazıl ve çizil! 
İnsanlar zindanda birer kemmiyet; 
Urbalarla kemik, mintanlarla et. 
Somurtuş ki bıçak, nara ki tokat; 
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat... 
Yalnız seccademin yönünde şefkat 
Beni kimsecikler okşamaz madem 
Öp beni alnımdan, sen öp seccadem! 
Çaycı getir ilaç kokulu çaydan! 
Dakika düşelim, senelik paydan! 
Zindanda dakika farksız aydan 
Karıştır çayını zaman erisin 
Köpük köpük, duman duman erisin! 
Peykeler, duvara mıhlı peykeler 
Duvarda, başlardan yağlı lekeler 
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler... 
Duvar,katil duvar yolumu biçtin 
Kanla dolu sünger... Beynimi içtin 
Sukut... Kıvrım kıvrım uzaklık uzar 
Tek nokta seçemez dünyada nazar 
Yerinde mi acep, ölu ve mezar? 
Yeryüzü boşaldı habersiz miyiz? 
Güneşe göç varda , kalan biz miyiz? 
Ses demir, su demir ve ekmek demir... 
İstersen demirde muhali kemir. 
Ne gelir ki elden, kader bu, emir... 
Garip pencerecik, küçük daracık; 
Dünyaya kapalı, Allaha açık 

Dua, dua eller karıncalanmış; 
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış 
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış 
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu 
İplik ki incecik, örer boşluğu 
Ana rahmi zahir, şu bizim koğuş 
Karanlığında nur, yeniden doğuş.... 
Sesler duymaktayim; Davran ve koğuş! 
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin! 
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin! 
Mehmedim, sevinin , başlar yüksekte! 
Ölsek de sevinin, eve dönsek de! 
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! 
Yarın elbet bizim, elbet bizimdir! 
Gün doğmuş ,gün batmış , ebed bizimdir 

Necip Fazıl Kısakürek





 

Orhan Veli Kanık - İstanbul Türküsü - Müşfik Kenter - Sesli Şiir Dinle


Orhan Veli Kanık - İstanbul Türküsü
Müşfik Kenter'in Sesinden
Sesli Şiir Dinle


 İstanbul Türküsü

İstanbul’da Boğaziçi’nde
Bir fakir Orhan Veli’yim,
Veli’nin oğluyum,
Târifsiz kederler içinde.

Urumelihisarı’na oturmuşum;
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum;

‘İstanbul’un mermer taşları;
Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları;
Gözlerimden boşanır hicran yaşları;
Edalım
Senin yüzünden bu hâlim.’

‘İstanbul’un orta yeri sinema;
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama;
El konuşur, sevişirmiş, bana ne?
Sevdalım
Boynuna vebâlim!’

İstanbul’da Boğaziçi’ndeyim;
Bir garip Orhan Veli;
Veli’nin oğlu;
Târifsiz kederler içindeyim.

Orhan Veli KANIK



Sesli Şiir Vakti




 

Necip Fazıl Kısakürek - Kaldırımlar - Kendi Sesinden


Necip Fazıl Kısakürek - Kaldırımlar
Kendi Sesinden
Sesli Şiir Dinle



KALDIRIMLAR 1


Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; 
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...


Üstad Necip Fazıl Kısakürek



Sesli Şiir Vakti



 

Cahit Sıtkı Tarancı - Yaş 35 - Uğur Işılak'ın Sesinden Dinle

cahit sıtkı tarancı

Cahit Sıtkı Tarancı
Uğur Işılak'ın Sesinden
Sesli Şiir Dinle



OTUZBEŞ YAŞ ŞİİRİ 

 Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

CAHİT SITKI TARANCI

Sesli Şiir Vakti


 

Üstad Necip Fazıl Kısakürek - Bu Yağmur - Sesli Şiir Dinle


Necip Fazıl Kısakürek - Bu Yağmur
Bedirhan Gökçe'nin Sesinden
Sesli Şiir Dinle



BU YAĞMUR

Bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince,
Nefesten yumuşak, yağan bu yağmur.
Bu yağmur, bu yağmur, bir gün dinince,
Aynalar yüzümü tanımaz olur.

Bu yağmur, kanımı boğan bir iplik,
Tenimde acısız yatan bir bıçak.
Bu yağmur, yerde taş ve bende kemik,
Dayandıkça çisil çisil yağacak.

Bu yağmur, delilik vehminden üstün,
Karanlık, kovulmaz düşüncelerden.
Cinlerin beynimde yaptığı düğün,
Sulardan, seslerden ve gecelerden...



Şair - i Azam Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK




Dipnot: Üstad bu şiiri Trabzonda kaldığı dönemde yazmış.

Kaldığı dönem içerisinde yağmur hiç dinmemiş.

Sesli Şiir Vakti




 

Yılmaz Erdoğan - Yağmur - Sesli Şiir Dinle




Yağmur - Yılmaz Erdoğan
Kendi Sesinden
Sesli Şiir Dinle




Yağmur

Yerle yeksan, ıslak saçlı, kem gözlü, 
Kavim göçlerinden bu yana ağlayan 
Ve durmadan 
Cep kanyağı yakıcılığında ezgiler 
Çalan, çaldıran, yakalatan 
Adı bende gizli bir kadındı İstanbul 

Şehre bir yağmur yağdı 
Ben ağladım 

Sevilirken ayrılmak mı kaldı Bizanstan 
Yalan dolan yoktu gözlerde sadece ses 
Verilen sözler birdi edilen yeminler sıfır 
Eşyalar alındı fotoğraflar söküldü 
yerlerinden 
Bir aşkın izlerini yok edecek yeni bir aşk 
sipariş edildi yeniden 

Bir şehre yağmur yağdı 
Ben ağladım 

Kim daha çok yalan söndürdü çay 
bardaklarında 
Hangisi talandı demli öpücüklerin 
Ve buğularda yitirilen kimin adıydı 
Bir aşktan diğerine kaç saate gidiliyordu 
Soyulur muydu kabuğu hayatın 
Yoksa bütün vitamini kabuğunda mıydı? 

Yağmur şehre bir yağdı 
Ben ağladım 

Ben ençok seni götürdüm giderken 
Aklımın nakliyesiydi asıl yoran taşıyıcıları 
Yardan düşmüştüm yaralarım yardan armağandı 
Ben sevmeyi beceremedim belki de sevilmeyi 
Benim sevmeye engel evcil acılarım vardı 

Ben yağmur ağladım bir şehre yağdı 
Ben şehre ağladım bir yağmur yağdı 
Ben bir ağladım şehre yağmur yağdı 

Ben... 
Yağmur... 
Ağladım...

Yılmaz Erdoğan
 

Ağır Hasta - Fazıl Hüsnü Dağlarca - Kendi Sesinden - Sesli Şiir

Ağır Hasta KEndi Sesinden

Fazıl Hüsnü Dağlarca - Ağır Hasta
Kendi Sesinden
Sesli Şiir Dinle



Ağır Hasta - Fazıl Hüsnü Dağlarca... 

 Üfleme bana anneciğim korkuyorum
 Dua edip edip, geceleri.
 Hastayım ama ne kadar güzel 
 Gidiyor yüzer gibi, vücudumun bir yeri.

 Niçin böyle örtmüşler üstümü 
 Çok muntazam ki bana hüzün verir. 
 Ağarırken uzak rüzgârlar içinde 
 Oyuncaklar gibi şehir.
 Gözlerim örtük fakat yüzümle görüyorum 
 Ağlıyorsun, nur gibi. 
 Beraber duyuyoruz yavaş ve tenha
 Duvardaki resimlerle, nasibi. 
 Anneciğim, büyüyorum ben şimdi, 
 Büyüyor göllerde kamış.
 Fakat değnekten atım nerde 
 Kardeşim su versin ona, susamış. 

 Fazıl Hüsnü Dağlarca


Sesli Şiir Vakti

 

Haydi Abbas Vakit Tamam - Cahit Sıtkı Tarancı - Sesli Şiir Dinle

cahit sıtkı tarancı

Haydi Abbas Vakit Tamam - Cahit Sıtkı Tarancı
Bedirhan Gökçe'nin Sesinden
Keman Mustafa Keser
Sesli Şiir Dinle



Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.   

Cahit Sıtkı Tarancı

Sesli Şiir Vakti
 

Abdurrahim Karakoç - Bayramlar Bayram Ola - Bedirhan Gökçe



Bayramlar Bayram Ola - Abdurrahim Karakoç
Sesli Şiir Vakti - Sesli Şiir Dinle


Bayramlar Bayram Ola

Güneş yükselmeden kuşluk yerine
Bir adam camiden döndü evine
Oturdu sessizce yer minderine

Kızı "Bayram" dedi, yalın ayaklı
Adam "Bayram" dedi, tam ağlamaklı..

Eli öpüldükçe içi burkuldu
Konuşmak istedi, dili tutuldu
Güç belâ ağzından bir "off! " kurtuldu

Oğlu "Bayram" dedi, sırtı yamalı
Adam "he ya" dedi, gözü kapalı..

Düşündü kış yakın, evde odun yok
Tenekede yağ yok, çuvalda un yok
Yok yoka karışmış; tuz yok, sabun yok

Avrat "Bayram" dedi, eğdi başını
Adam "evet" dedi, sıktı dişini..

Çalışsa ne iş var, ne cepte para
Dağ oldu içinde büyüyen yara
Dikti gözlerini karşı duvara

Takvim "Bayram" dedi, silindi yazı
Adam "öyle" dedi, bağrında sızı..

Döndürse yönünü herhangi dosta
Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta
Yıllar, aylar, günler erirken yasta

Yer-gök "Bayram" dedi, ağzını açtı
Adam "Bayram" dedi, evinden kaçtı..
...
Merhum Abdurrahim Karakoç


Sesli Şiir Vakti


 

Can Yücel - Seninle Yaşlanmak İstiyorum - Ceyhun Yılmaz'ın Sesinden - Sesli Şiir Dinle


Ceyhun Yılmaz'ın sesinden Sesli Şiir:




Seninle Yaslanmak İstiyorum

Seneler gecsin, sen beni bil, ben seni bileyim istiyorum.
Benim olduğu kadar dostlarının, dostlarının olduğu kadar benim
ol istiyorum.
Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.
Yaşayalım ki, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı.
Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız.
Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız.
Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.
Güzel günlerimizi, evimizde bir şişe şarap ve pijamalarımızla
kutlamalıyız.
Yada bazen dostlarla ucuz biralar içerek...
Böylece yaşamalıyız işte.

Sonra çocuğumuz olmalı,

Düşünsene senin ve benim olan bir canlı.
Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız.
Sen arada mızıkçılık yapmalısın ve ben söylenerek almalıyım sıranı.
Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın.
Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken, herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı.
Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden
Mutluda olsa, kötüde olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı.
Saçlara düşünce aklar, yada gidince aklar, çocukları güvence
altına alıp gitmeli bu şehirden.
Kavgasız, her sabah cinayetle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz.

Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız.
Eve gelip benden kahve istemelisin.
Çocuklar gelmeli ziyaretimize, geçmişteki hareketli
günlerimizi anımsamalıyız.
Ben, "Bey" demeliyim sana, sende "Hanım".

Öyle sevmelisin ki beni bu yazdıklarım korkutmamalı seni.
Tebessümler açtırmalı yüzünde.
Birgün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde.

Birbirimizi sevmenin gururu olmalı herşeyde...
Can YÜCEL

Sesli Şiir Vakti
 
 
Sesli Şiir Vakti Hizmet Şartları | Gizlilik Politikası | Telif Hakkları
Copyright © 2012. Şiir Vakti - All Rights Reserved
Geliştiren CihanWebMaster
Proudly powered by Blogger